Selamlar herkese, konu ne kadar güzel dallanıp budaklanmış, herkes tecrübesini konuşturmuş maşallah. Yazılanların hepsini okudum, hepsine de imzamı atarım. Ama bence bir tane kritik noktayı atlıyoruz gibi geldi.
Herkes kârdan, sermayeden, müşteri memnuniyetinden bahsetmiş de, kimse matematiğin en temelini konuşmamış: Tek bir ürünün sana maliyeti ne? Ama böyle malın alış fiyatı değil, her şeyiyle maliyeti.
Ben bu işe ilk girdiğimde kâr marjımı hesaplarken şöyle yapıyordum: 50′ye aldım, 80′e sattım, 30 lira kâr. Oh mis. Sonra bir gün can sıkıntısından oturdum bir excel tablosu yaptım. O sattığım tek bir ürün için; ürünü sarmak için kullandığım patpatın maliyeti, koli bandı, kargo kutusu, içine koyduğum teşekkür kartı, o paketi hazırlarken harcadığım 15 dakika, pazaryerinin o satıştan kestiği komisyon, reklam panelinde o ürüne tıklanması için harcanan para… hepsini alt alta yazdım. Bir de ne göreyim? O 30 lira kâr sandığım şey meğer 4-5 liraya düşüyormuş. Hatta bazı ürünlerde zararına satış yapıyormuşum da haberim yokmuş.
Demem o ki, bu işin sırrı büyük paralarla girmekte değil, bu küçük matematiği doğru yapmakta. Bir müşteriyi dükkana çekmek için harcadığın parayı (reklam maliyeti), o müşteriden ilk satışta çıkarabiliyor musun? Çıkaramıyorsan, o müşterinin senden ikinci, üçüncü kez alışveriş yapmasını nasıl sağlayacaksın? Asıl para orada çünkü. İlk satış maliyeti kurtarır, ikinci satış kâr ettirir.
Özetle, büyük planlar yapmadan önce tek bir satışın anatomisini çıkarın derim. O excel tablosu size her şeyi anlatır zaten. Gerisi lafı güzaf.